Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in Bandırma’da bulunan Merinos açık yığın sahasında çektiği video ve gündeme getirdiği iddialarıyla ilgili 19 Eylül’de Kurumumuz tarafından bir açıklama yapılmıştı. Buna rağmen; yeniden ilgili sahaya gidilip kendisine bilgilendirmede bulunan TMO personelinin konuşmalarının çarpıtılarak ve bağlamından koparılarak sosyal medyadan yayımlandığı görülmüştür. Söz konusu paylaşımı kaynak göstererek sosyal medyada bazı hesaplardan konuyla ilgili benzer iddia, dezenformasyon, iftira ve yalanlar ortaya atılmıştır. Dolayısıyla bir algı operasyonuyla konunun yine çarpıtılmaya ve kamuoyunun aldatılmaya devam edilmesi üzerine söz konusu iddialarla ilgili olarak aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Gündeme getirilen iddialar ve cevapları aşağıda yer almaktadır:
İDDİA: “TMO depoları, Rusya ve Ukrayna’dan ithal edilen buğdayla dolu” “Ukrayna’ya satılan SİHA ve İHA’lar karşılığında iki kat pahalı buğday alındı ve depolar bunlarla dolduruldu, üreticinin malı da buralara gömüldü”
Ülkemizin buğday üretimi ortalama 20 milyon ton seviyesindedir ve yurtiçi tüketimimize rahatlıkla yetmektedir. TMO stoklarında bulunan ürünlerin ise %91’ini Türk çiftçisinden aldığı yerli ürünler oluşturmaktadır.
TMO, 2023 Mart ayından sonra hiçbir ülkeden ithalat bağlantısı yapmamıştır. 2023 ve 2024 hasadında yapılan tüm alımlarımız ülkemiz çiftçisinin ürettiği ürünlerdir. Ayrıca iddia edildiği gibi SİHA ve İHA karşılığı buğday alınması da söz konusu değildir.
İDDİA: “Apar topar binlerce kamyon açık yığın sahasına getirildi ve gece yarısı buğdaylar kaldırıldı”
Merinos açık yığın sahasındaki ürünlerin tasfiyesi 8 Temmuz – 30 Ağustos arasındaki 53 günde sadece “gündüz mesaisi” yapılarak gerçekleşmiştir. İddia edildiği gibi delilleri karartmak amacıyla gece yarısı binlerce kamyonun getirilerek apar topar stokların kaldırılması söz konusu olmayıp, iddiadaki gibi bir stok kaldırma işlemi zaten işin doğasına aykırılık taşımaktadır.
İDDİA: “Buğdayların yarıya yakını küflenmiş durumda”
Merinos açık yığın sahasında 30.049 ton ürün 40 ayrı yığında stoklanmıştır. Bu stoklar tasfiye edildiğinde binde 5 ile binde 9 arasında fire verilmiştir. Bu fire oranları işin doğasından kaynaklanmakta olup, normal sınırlar içindedir.
TMO’nun uzun yıllar ortalaması noksanlık ve kıymet kaybı oranları kapalı depolarda binde 5, açık yığınlarda ise yüzde 1 seviyelerini geçmemektedir. Stok tasfiyesindeki noksanlık sadece TMO’nun karşılaştığı veya TMO’ya özel bir konu da değildir. Nitekim lisanslı depolarda da ürün fire tarifesi yıllık %0,35 olarak uygulanmaktadır.
Videoda büyük harflerle ve üzerine vurgu yapılarak verilen “149 ton kayıp”, Merinos sahasında bulunan 30.049 ton stok içinde binde 5’lik orana tekabül eden ve normal sınırlar içerisinde yer alan, işin doğasından kaynaklanan bir kayıptır.
Söz konusu yığın sahasındaki ürünlerin yarıya yakınının çürütüldüğü/küflendiği iddiası apaçık bir saptırmadır ve gerçeği yansıtmamaktadır.
İDDİA: “Buğday mezarları”
Hazırlanan videoda, açık yığınlardaki stoklama uygulaması “Buğday mezarlığı” olarak nitelenmektedir. "Sadece Bandırma'da değil, her yerde var" söylemiyle de söz konusu depolama uygulaması bir suçmuş gibi gösterilmeye ve bunun her yerde olduğu ilk kez ortaya çıkarılmış gibi bir görüntü verilmeye çalışıldığı görülmektedir. Bu noktada şu iki hususun altını çizmek gerekiyor:
Birincisi; TMO kurulduğu günden beri kapalı deponun yetersiz olduğu, kiralanabilecek deponun bulunmadığı, lisanslı deponun var olmadığı noktalarda üretici mağduriyetini engellemek amacıyla ürün muhafazasını açık yığınlarda yapmaktadır. Açık yığının nasıl yapılacağı, TMO mevzuatında ayrıntılı bir şekilde tarif edilmektedir. TMO’ya ürün satan tüm vatandaşlarımız bu depolama yöntemini yıllardır çok iyi bilmektedir. Köylünün “noda” dediğine “mezar” denilerek bu konudaki bilgisizlik ortaya çıkmaktadır.
Nitekim depolama amaçlı kullanılan arazinin tasfiyeden sonraki son safha olan temizlenme işlemleri “mezarları kaldırma” olarak nitelendiriliyor ki; bu yaklaşım bile söz konusu iddia sahiplerinin, yıllardır uygulanagelen hem güvenli hem de sağlıklı olan bir yöntemden habersiz olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla bu depolama yöntemini “mezarlık” olarak sunmak; ya bilgisizliğin ya da art niyetli yaklaşımın ürünüdür.
İkincisi; TMO, açık yığınlarda depolama uygulamasını hem gizli kapaklı yapmamakta hem de ihtiyaç duyulduğunda yurdun birçok bölgesinde gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla “gizli bir şeydi ve ilk kez ben buldum” algısıyla bunun verilmesi doğru bir yaklaşım değildir.
İDDİA: “Lisanslı depolar yetersiz”
TMO’nun kendine ait yaklaşık 4 milyon ton kapalı depo kapasitesi bulunmaktadır. Ülkemizdeki lisanslı depo kapasitesi ise 12 milyon ton seviyesinde olup bu rakam sürekli artmaktadır.
TMO, lisanslı depo kapasitesinin artması için her türlü desteği vererek yatırımcıları ihtiyaç bulunan noktalara yönlendirmektedir. Hâlihazırda TMO’nun 7,3 milyon ton stoku lisanslı depolarda muhafaza edilmektedir.
Sonuç olarak;
Tüm bu gerçeklere rağmen, buğdayların satış/sevklerinin henüz tamamlandığı ve temizlenme çalışması devam eden bir açık yığın sahasında çekilen görüntülerin, montajlanması suretiyle, gerçeklerin ters yüz edilmeye ve toplumun yanlış yönlendirilmeye çalışılmasına devam edilmesi üzüntü verici bir durumdur.
Kurumumuz, tüm bu algı operasyonlarına rağmen, dün olduğu gibi bundan sonra da görevlendirildiği ürünlerle alakalı olarak, mevzuat çerçevesinde hareket etmeye ve üreticilerimize, tüketicilerimize ve ülkemize layıkıyla hizmet etmeye devam edecektir.
KURUMUMUZU İTİBARSIZLAŞTIRMA AMAÇLI BU TÜR GİRİŞİMLER İÇİN HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILMIŞTIR.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.