BAKANIMIZ PAKDEMİRLİ: YENİ PROJELERLE HUBUBAT ÜRETİMİMİZİ DAHA DA YUKARILARA TAŞIYACAĞIZ

12-11-2021 / Gösterim Sayısı : 167600 / Arşiv

Tarım ve Orman Bakanımız Bekir PAKDEMİRLİ, hububat üretiminin son 19 yılda yüzde 20, son 3 yıllık dönemde ise yüzde 8 oranında artışla 37 milyon tona yükseldiğini belirterek, "İnşallah desteklerimiz ve yeni projelerle hububat üretimimizi daha da yukarılara taşıyacağız." dedi.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) tarafından Antalya’da 11-14 Kasım 2021 tarihleri arasında düzenlenen "Türkiye Hububat Kongresi 2021" açılış konuşması ve ilk oturumu ile bugün devam etti.

Kongre açılışında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürümüz Ahmet GÜLDAL, " Kuraklık ve pandeminin yarattığı bu olumsuz süreçte hep birlikte doğru bir şekilde yönetiyoruz, yöneteceğiz ve sonucunda daha güzel, istikrarlı günlerde buluşacağız. Bütün tedbirlerimiz masamızda" dedi.

Genel Müdürümüz GÜLDAL, sektörün uzun bir süreden sonra bir araya geldiğini söyledi. Amaçlarımızın piyasada denge ve istikrarı sağlamak olduğuna değinen Genel Müdürümüz GÜLDAL, buna devlet ile sektörün ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Salgının ciddi anlamda sektörü etkilediğine dikkati çeken GÜLDAL, "Olağanüstü süreç yaşıyoruz. Yapılan görüşmeler sonucunda bir yol haritası belirledik ve uygulamaya başladık. Bakanımızın talimatlarını TMO olarak eksiksiz yerine getiriyoruz. Bunu yaparken bütün sektörle istişare ediyoruz, yardımlaşıyoruz, fedakarlık yapıyoruz. Bu süreci hep birlikte doğru şekilde yönetiyoruz, yöneteceğiz ve sonucunda daha güzel, istikrarlı günlerde buluşacağız. Bütün tedbirlerimiz masamızda. Kimsenin endişesi olmasın." dedi.

Tarım ve Orman Bakanımız Bekir PAKDEMİRLİ ise yaptığı açılış konuşmasında, kongrenin gıda güvenliği başta olmak üzere hububat sektöründeki politikalara yön vereceğine ve sektörün gelişmesine katkı sağlayacağına inandığını aktardı. PAKDEMİRLİ, yeni tip koronavirüs süreci ve iklim değişikliğiyle gıda güvenliğinin hiç olmadığı kadar önemli hale geldiğini söyledi.

Dünyada tahminen 400 bin civarında bitki türü olmasına rağmen küresel gıda arzının yüzde 75'inin 12 bitki türü ile 5 hayvandan karşılandığını belirten PAKDEMİRLİ, buğday, pirinç ve mısırın insan beslenmesinde bitkilerden alınan kalorinin yaklaşık yüzde 60'ını oluşturduğunu dile getirdi.

Hububatın Anadolu topraklarının dünyaya sunduğu en değerli hediyelerden birisi olduğunu vurgulayan PAKDEMİRLİ, medeniyetler tarihi kadar eski olan ekmeğin de tarihinin Anadolu'da yazıldığını ifade etti.

Buğdayda da verimi son 19 yılda yüzde 40 oranında artırdıklarına dikkati çeken Bakanımız PAKDEMİRLİ, şöyle konuştu:

"Buğdayda yaşadığımız bu başarıyı, çeltik ve mısır üretimindeki artışla taçlandırdık. Mısır ve çeltikte verimde sağladığımız gelişmeler ve üretime yönelik aldığımız tedbirler sayesinde geçen yıl 6,5 milyon ton mısır ve 1 milyon ton çeltik üretimiyle Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu kırdığımızı gururla söylemek istiyorum. Verimlilikteki artışla hububat üretimimiz son 19 yılda yüzde 20, son 3 yıllık dönemde ise yüzde 8 oranında artarak, 37 milyon tona yükselmiştir. İnşallah desteklerimiz ve yeni projelerle hububat üretimimizi daha da yukarılara taşıyacağız."

Türkiye'nin mevcut potansiyelini etkin kullanmak, planlı üretime geçmek ve tarımsal yeterliliği üst seviyelere çıkarmak için Havza Bazlı Destekleme Modeliyle hububat grubundaki 21 stratejik ürüne destek sağladıklarına değinen Pakdemirli, bu doğrultuda hububat fark ödemesi desteğini ton başına 50 liradan 100 liraya, sertifikalı tohum desteğini 8,5 liradan 16 liraya çıkardıklarını kaydetti.

Buğdaya da ayrı bir önem verdiklerine değinen PAKDEMİRLİ, "2018 yılından beri buğday için yaptığımız pozitif yaklaşım, çiftçilerimiz tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır. Sadece buğday alım fiyatlarında, 2019 yılında yüzde 29, 2020'de yüzde 22, 2021'de ise yüzde 36 artışla, son 19 yılın en yüksek artış oranını sağladık." diye konuştu.

PAKDEMİRLİ, üretim kadar üretilen ürünlerin muhafaza edilmesinin de önemli olduğunu, lisanslı depoculuğun tarım ticaretinin hızla değiştiği dünyada üreticiye, sanayiciye, tüccara kolaylık sağladığını belirtti.

Bakanlık olarak lisanslı depoculuk çalışmalarına büyük hız verdiklerini vurgulayan PAKDEMİRLİ, "Sağladığımız teşvikler sayesinde bugün Türkiye genelinde lisanslı depo kapasitesi, son 3,5 yılda 4,5 kat artışla 8,2 milyon ton seviyesine ulaştı." dedi.

Lisanslı depoculukla Ürün İhtisas Borsalarını birbirinden ayrılmaz bir parçası olarak gördüklerini aktaran PAKDEMİRLİ, şöyle devam etti:

"Ürün İhtisas Borsası, lisanslı depoculuk sisteminin işlerliğini artıran, ürünlerin kayıt altına alındığı, alım satımının yapıldığı, hareketlerinin takip ve kontrol edildiği bir yapı. Bu sisteme dahil olan üretici, ürününü lisanslı depoya teslim ettiğinde kendisine Elektronik Ürün Senedi, kısa adıyla ELÜS veriliyor. Üreticilerimiz bu belgeyle ürünlerini Borsadan istediği zaman satabiliyor, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden 5 milyon liraya kadar sıfır faizli kredi kullanarak, finansman ihtiyacını karşılıyor. Borsalar sayesinde üreticiler mahsullerini sadece yerel piyasaya değil, ulusal ve uluslararası pazarlara da ulaştırabiliyor. Bu durum, hem rekabeti, hem de kazancı beraberinde getiriyor."

Bakanımız PAKDEMİRLİ, çiftçinin verim oranı yüksek ürün üretmesi ve sanayicinin de istediği kalitede ürün temin etmesi için son 19 yılda tarımsal Ar-Ge'ye gereken önemi verdiklerini belirterek küresel ısınma, iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek için kuraklığa dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yaptıklarını bildirdi.

Tarımsal Ar-Ge altyapıyı güçlendirerek, kuraklığa toleranslı 42 buğday çeşidi ve 19 arpa çeşidi geliştirdiklerini anlatan Pakdemirli, tarla bitkileri alanında üretilen sertifikalı tohumluk üretimininyaklaşık yüzde 40'ının bakanlık tarafından geliştirilen çeşitlerden olduğunu söyledi.

Hububatta yapılan ıslah çalışmalarında da önemli bir noktaya geldiklerini aktaran Pakdemirli, şu değerlendirmede bulundu:

"Milli ve yerli imkanlarla dünya ve ülkemiz pazarında değişen taleplere uygun, kaliteli çeşitler geliştirerek pazarlıyoruz. Son 19 yılda yaptığımız bitki ıslah çalışmalarıyla verimi, buğday üretiminde yüzde 40, mısır üretiminde yüzde 123, kırmızı mercimekte yüzde 24 ve çeltik üretiminde ise yüzde 30 artırdık. Tabii bu ıslah çalışmalarını yaparken birçok gelişmiş ülkede kullanılan en son teknolojileri kullandığımızı da bilmenizi isterim. Bu teknolojiler sayesinde hedeflediğimiz ıslah çalışmalarını hızlı ve doğru tespitler yaparak kısa sürede tamamlıyoruz. Dünyanın en büyük üçüncü tohum bankasına sahip bir ülkeyiz."